NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
31 - (1658) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا
عبدالله بن نمير.
ح وحدثنا ابن
نمير (واللفظ
له). حدثنا أبي. حدثنا
سفيان عن سلمة
بن كهيل، عن
معاوية بن سويد.
قال:
لطمت
مولى لنا
فهربت. ثم جئت
قبيل الظهر
فصليت خلف
أبي. فدعاه
ودعاني. ثم قال:
امتثل منه.
فعفا. ثم قال:
كنا، بني
مقرن، على عهد
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. ليس لنا
إلا خادم
واحدة. فلطمها
أحدنا. فبلغ
ذلك النبي صلى
الله عليه
وسلم فقال
(أعتقوها)
قالوا: ليس لهم
خادم غيرها.
قال
(فليستخدموها.
فإذا استغنوا
عنها. فليخلوا
سبيلها).
[ش
(امتثل منه)
قيل: معناه
عاقبه قصاصا.
وقيل: افعل به
مثل ما فعل بك.
(إلا
خادم واحدة)
هكذا هو في
جميع النسخ
والخادم، بلا
هاء، يطلق على
الجارية كما
يطلق على الرجل.
ولا
يقال: خادمة،
بالهاء، إلا
في لغة شاذة
قليلة].
{31}
Bize Ebû Bekir b. Ebî
Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr rivayet etti. H.
Bize İbnü Numeyr de
rivayet etti; lâfız onundur. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize
Süfyân, Selemetü'bnü Küheyl'den, o da Muâviyetü'bnü Süveyd'den naklen rivayet
etti. Şöyle demiş:
Bir kölemize tokat
atarak kaçtım. Sonra öğleden evvel geldim ve babamın arkasında namaz kıldım.
Babam köleyi de, beni de çağırdı; ve: Ona misilleme yap! dedi. Köle affetti. Sonra
babam şunu söyledi:
— Biz Mukarrin oğullarının Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devrinde bir hizmetçimiz vardı. Birimiz onu
tokatladı. Bu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kulağına ermiş de :
«Onu âzâd edin!»
buyurdular. (Kendisine) :
— Onların bundan başka hizmetçisi yoktur,
dediler.
«O halde onu
hizmetlerinde kullansınlar; ama ona ihtiyaçları kalmadığı zaman hemen kendisine
yol versinler!» buyurdular.
32 - (1658) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
ومحمد بن
عبدالله بن
نمير (واللفظ
لأبي بكر).
قالا: حدثنا
ابن إدريس عن
حصين، عن هلال
بن يساف. قال:
عجل
شيخ فلطم
خادما له.
فقال له سويد
بن مقرن: عجز
عليك إلا حر
وجهها. لقد
رأيتني سابع
سبعة من بني
مقرن. ما لنا
خادم إلا
واحدة. لطمها
أصغرنا.
فأمرنا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم أن
نعتقها.
[ش
(عجل شيخ فلطم
خادما له) أي
في الغضب،
وأظهر بوادر
غضبه على
خادمه، فلطم
وجهها.
(عجز
عليك إلا حر
وجهها) معناه
عجزت ولم تجد
أن تضرب إلا
حر وجهها.
والحر الوجه
صفحته وما رق من
بشرته. وحر كل
شيء أفضله
وأرفعه.
ويحتمل أن يكون
مراده بقوله:
عجز عليك، أي
امتنع عليك].
{32}
Bize Ebû Bekir b. Ebî
Şeybe ile Muhammed b. Abdillâh b. Numeyr rivayet ettiler. Lâfız Ebû Bekr'indir.
(Dedilerki): Bize İbnü İdris, Husayn'dan, o da Hilâl b. Yesâf'dan naklen
rivayet etti. (Demişki):
Bir ihtiyar acele ederek
bir hizmetçisine tokat vurdu. Bunun üzerine ona Süveyd b. Mukarrin şunları
söyledi:
Yüzünün yanından başka
(vuracak) yer bulamadın! Vallahi ben kendimi yedi Mukarrin oğlunun yedincisi
gördüm. Yalnız bir hizmetçimiz vardı. Küçüğümüz onu tokatladı da Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize onu âzâd etmemizi emir buyurdu.
(1658) - حدثنا
محمد بن
المثنى وابن
بشار. قالا:
حدثنا ابن أبي
عدي عن شعبة،
عن حصين، عن
هلال بن يساف.
قال: كنا نبيع
البز في دار
سويد بن مقرن،
أخي النعمان
بن مقرن.
فخرجت جارية.
فقالت لرجل
منا كلمة.
فلطمها. فغضب
سويد. فذكر
نحو حديث ابن
إدريس.
[ش
(البز) الثياب
من الكتان أو
القطن. جـ
بزوز].
{…}
Bize Muhammed b. El-Müsennâ
ile İbnü Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbnü Ebî Adiy, Şu'be'den, o
da Husayn'dan, o da Hilâl b. Yesâf'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş:
Nu'mân b. Mukarrin'in
kardeşi Süveyd b. Mukarrin'in evinde bez satıyorduk. Derken bir câriye çıkarak
bizden bir adama bir söz söyledi. O da onu tokatladı. Bunun üzerine Süveyd
kızdı...
Râvi, İbni İdrîs hadîsi
gibi rivayette bulunmuştur.
33 - (1658) وحدثنا
عبدالوارث بن
عبدالصمد.
حدثني أبي. حدثنا
شعبة. قال: قال
لي محمد بن
المنكدر: ما
اسمك؟ قلت:
شعبة. فقال
محمد: حدثني
أبو شعبة
العراقي عن
سويد بن مقرن؛
أن
جارية له
لطمها إنسان.
فقال له سويد:
أما علمت أن
الصورة
محرمة؟ فقال:
لقد رأيتني،
وإني لسابع
إخوة لي، مع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. وما لنا
خادم غير
واحد. فعمد
أحدنا فلطمه.
فأمرنا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم أن
نعتقه.
{33}
Bize Abdülvâris b.
Abdissamed de rivayet etti. (Dedidi): Bana babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be
rivayet etti. (Dediki): Bana Muhammed b. Ei-Münkedir: İsmin nedir? diye sordu.
Şu'be, dedim. Bunun üzerine Muhammed dedi ki; Bana Ebû Şu'bete'l-lrâkî, Süveyd
b. Mukarrin'den naklen rivayet etti ki, Süveyd'in bir cariyesini birisi
tokatlamış da Süveyd ona: Bilmedinmiki surat haramdır, demiş ve şunları
söylemiş:
— Vallahi ben kendimi
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le beraber bulunmuş yedi kardeşimin
yedincisi olduğumu görmüşümdür. Bir hizmetçiden başka hizmetkârımız yoktu.
Derken birimiz kasden ona tokat vurdu. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) onu âzâd etmemizi bize emir buyurdu.
(1658) - وحدثناه
إسحاق بن
إبراهيم
ومحمد بن
المثنى عن وهب
بن جرير.
أخبرنا شعبة.
قال: قال لي
محمد بن المنكدر:
ما اسمك؟ فذكر
بمثل حديث
عبدالصمد.
{…}
Bize bu hadîsi İshâk b.
İbrahim ile Muhammed b. El-Müsennâ da, Vehb b. Cerîr'den rivayet ettiler. (Dedilerki):
Bize Şu'be haber verdi. (Dediki): Bana Muhammed b. El-Münkedir: İsmin nedir?
diye sordu...
Müteakiben râvi,
Abdüssamed hadîsi gibi rivayette bulunmuştur.
İzah:
Muâviye b. Süveyd
hadîsindeki «imtesil minini» cümlesinin mânâsı: Sen de onu kısas olmak üzere
cezalandır, demektir. Bir takımları; «Bu cümleden murâd: O sana ne yaptı ise,
sen de ona onun bir mislini yap! demektir.» mütaleasında bulunmuşlardır.'
Bu emir, döğülen
kölenin gönlünü almak içindir. Yoksa tokat atmak veya hafifçe döğmekle kısas
lâzım gelmez, öyle yerlerde ta'zir îcab eder. (Ta'zîr: Hakkında muayyen ceza
olmayan hususatta verilen ceza olup yerine göre sert bakış, tekdir, teşhir,
döğme ve saire ile olur.) Hadîs-i serîf köle ve hizmetçilere karşı şefkat ve
merhametli olmaya, onlara tevazu1 göstermeye teşviktir.
Hâdim kelimesi erkek ve
kadın hizmetçilere ıtlak olunur. Kadın hizmetçilere «hadime» denilmez. Mamafih
şâzz olarak hadime denildiği de görülmüşse de nâdirdir.
Bu rivayetlerde sözü
geçen hizmetçi yedi kardeşe ait olduğu halde içlerinden birinin döğmesi ile
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in onu âzâd etmelerini emir buyurması bu işe
hepsinin razı olduklarına hamledilmiştir.
Hadîsin bir rivayetinde
Hz. Süveyd (Rudiyallahu anh); «Bilmedin mi ki surat haramdır?» demiştir ki,
bununla: «Biriniz kölesini döğerse yüzüne vurmaktan sakınsın!» hadîsine işaret
etmiştir.